AT FAKÜLTESiisamveri.org/pdfdrg/D00036/1992_7/1992_7_ASIKN.pdf · Baba Reten 2, Reten İbn...
Transcript of AT FAKÜLTESiisamveri.org/pdfdrg/D00036/1992_7/1992_7_ASIKN.pdf · Baba Reten 2, Reten İbn...
•
T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YA YINLARI
0907-BY-92-017-096
AT FAKÜLTESi DERGisi
VII
t ZMiR
1992
•
HİCRİ VI. ASIRDA SAHABİ OLDUGUNU İDDİA EDEN
. EBU'R-RİDA RETEN EL-HİNDİ VE UYDURDUGU HADİSLER
Doç. Dr. Nevzat AŞIK
Hz. peygamber'den asırlarca sonra yaşadığı halde, onun sahabi si olduğunu ve
kendisinden doğrudan bazı hadisler duyduğumu iddia eden ve bunlan etrafında toplanan
insanlara rivayeteden Yalancı Sahabilenlerin en meşhuru ve en uzun ömürlü olanı
Ebu'r-Rida Reten İbn Nasr İbn Kirbal el-Hindi'dir.
Adı, kaynaklarda çeşıtlİ şekillerde kaydedilen bu salıte sahabi, Hindistan'ın Bi
trendel şehrinde doğmuş ve hicri 632, miladi 1234 tarihinde 700 yaşında olduğu
halde yine bu şehirde vefat etmiştir. Üçyüzkırk civarında hadis uydurmuş olan
Ebu'r-Rida Reten el-Hindi, y~şadığı devirde islam dünyasında geniş halkkitlelerinin
dikkatlerini üzerine çekebiimiş ve onların pekçoğunu Resuluilah ile g~rüşüp sohbet
ettiğine inandırabilmiştir .. Bu sebepledir ki o, gerek kendi memlekelinden gnckse
diğer İslam Ülkelerinden kendini görmeye gelen binlerce meraklı müslüman için ziy
aret edilir bir sahabi olmuştur. Ölümünden günümüze kadar da kabrinin bulunduK;u
mahal, ,aynı şekilde Hindliler tarafından kutsal kabul edilmiş ve ziyaretgah olma
özelliğini korumaya devam etmiştir.
Daha çok Retenei-Hindi diye meşhur olan bu şahsın adı, kaynaklarda şöyle kay
dedilmektedir :
Baba Reten 2, Reten İbn Abdiilah el-Hindi, Reten ibn Sahuk ibn Cekenderiyu,
Reten ibn Nasr ibn Kirbal, Reten ibn Meyden ibn Mendi ..... 3 . N is besi ise ei
Bitrendi, el-Mcrendi'dir 4_
1 Bitrende'nin Hindistan'da bu günkü adı Bihatinda olup Pencab Eyaleti sınırlan içinde yer almaktadır. 2 Salahaddin Halil İbn Aybek es-Saf edi, Kiıabu'l-vafi bi'/-vefeyat, nşr. Sven Dcdering,· Wiesbadcn
1982/1402, XIV, 102. 3 Şihabeddin Ahmed ibn Ali ibn Hacer ei-Askalani, el-lsabe fi temyizi's -sahabe, thk:. A. Muhammed
ei-Becavi, Kahire, 1383/1970, II, 523.
4 el-fsabe, II, 523; Muhammed Murtcza ez-Zebidi, Tacıd-Arus, beyrut, tsz. IX, 212.
47
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
Muhammed ez-Zebidi (öl. 1205/1 791), Reten'in doğduğu yer olarak kabul edilen
Bitrende'yi Hindistan'da bir şehir olarak göstennektedir ki, onun B itrendi nisbesi bu
radan kaynaklanmaktadır 5.
Muhammed İbn Yusuf ibn Ya1mb Bahau'd-din el-Cenedl'nin (öl 732/1332) 6
Tarihu'l-Yemen isimli eseriinde Reten'nin doğrudan ra viierinden bir olarak kaydedilen
Davud lbn Es'ad ibn Hamid el-Kaffal ise onun adını el-Muammer Reten lbn Meyden
lbn M endi es-Sarraf es-Sindt olarak zikretmektedir 7
.
Genel olarak Reten adının başmda el-Muammer kelimesinin zikredilmesi omm
çok uzun bir ömre sahip olmasından ileri gelmektedir.
Reten'in hayatı ile ilgili çok fazla bir bilgiye sahip değiliz. Ancak kendisini
. ziyaret edenlerin müşahedelerine. göre o, "Kavkal isimli bir ağacın altında ·
yaşamaktadır. Dişleri yılan dişleri gibi sivri ve keskin, sakalının kılları diken gibi ve
bu kılların çoğu beyaz, yanaklarının üzerine düşmüş olan kaşlan kanca çengelleriyle
yukarıya kaldırılmış" bir kimsedir 8.
, Horasan'lı olan bir ziyaretçisinin yukarıya aldığımız ifadelerine bakılırsa Reten
zamanının çoğunu herkesin kendisini rahatça ziyaret edebilmesi için çifliğinin
bahçesinde bulunan büyük bir ağacın altında geçinnektedk Portresinden ise onun ol-·
dukça yaşlı biri olduğu anlaşılmaktadır.
Yine Horasan'lı olan Reten'i ziyaret euigi sıralarda 17-18 yaşlarında bulunan el
Huseyn lbn Muhammed ise onu kalabaiık bir insan topluluğu arasında bulur. Reten
burada, büyük bir ağacm . dallarmdan birine asılmış bir zembil içindedir ve arı
vızıltısına benzeyen sesi He Farsça olarak kom.ışmaktadır. Zembil içine doldurulmuş
pamuklar arasmda yatan Reten, kuş yavrusuna benzemekte{ çok zor konuşmakta ve
hareket ederneyecek kadar halsiz ve yaşlı görünmektedir 9.
el-Huseyn ,ibn Muhammed'in verdigi bu bilgilerdende anlaşılıyor ki Hz. Pey
gamber'i gördilltünü, onun sohbetinde bulunduğunu iddia eden ve ondan pek çok hadi
si dogrudan doğruya duydugunu söyleyen sahte sahabi Reten taraftar ve bağhları,
onun son demlerinde de bu yaşh vücudunu ziyarete aç mışlardır.
5 ez-Zebidi, A.g.e., IX, 212.
6 Hayreddin ez-Zirikli, el-A 'lam Kamusu leracim ... , 3. tııb ısz. Vill, 25-26.
7 el-lsabe, II, 533-534.
8 A.g.e., II, 535.
9 es-Safedi, A.g.e., XIV, 99-100.
48
. HİCRİ VI. ASIRDA SAHABİ OLDUGUNU İDDİA EDEN
EBl,J'R-RİDA RETEN EL-HİNDİ VE UYOURDUGU HADİSLER
Doç. Dr. Nevzat AŞIK
. Hz. peygamber'den asırlarca sonra yaşadığı halde, onun salıabisi olduğunu ve
kendisinden doğrudan bazı hadisler duyduğumu iddia eden ve bunları etrafında toplanan
insanlara rivayet eden Yalancı Sahabilenlerin en m eş h uru ve en uzun ömürlü olanı
Ebu'r-Rida Reten İbn Nasr 1bn Kirbal el-Hindi'dir.
Adı, kaynaklarda çeşıtli şekillerde kaydedilen bu sahte sahabi, Hindistan'ın Bi
trende 1 şehrinde doğmuş ve hi eri 632, miladi 1234 tarihinde 700 yaşinda olduğu
halde yine bu şehirde vefat etmiştir. Üçyüzkırk civarında hadis uydurmuş olan
. Ebu 'r-Rida Reten el-Hindi, yaşadığı devirde islam dünyasında geniş halk kitlelerinin
. dikkatlerini üzerine çekebiimiş ve onların pekçoğunu Resulullah ile görüşüp sohbet
ettiğine inandırabilmiştir. Bu sebepledir ki o, gerek kendi memleketinden gL·rcksc
·diğer İslam Ülkelerinden kendini görmeye gelenbinlerce meraklı müslüman içiiı !.iy
aret edilir bir sahabi olmuştur. Ölümünden günümüze kadar da kabrini n bulundu i; u
mahal, aynı şekilde Hindliler tarafından kutsal kabul edilmiş ve ziyaretgfıh olma
özelliğini korumaya devam etmiştir.
. Daha çok Retenei-Hindi diye meşhur olan bu şahsın adı, kaynaklarda şöyle kay
dedilmektedir :
BabaReten 2, Reten İbn Abdiilah cl-Hindi, Reten ibn Sahuk ibn Cekcnderiyu,
Reten ibn Nasr ibn Kirbal, Reten ibn Meydcn ibn Mcndi ..... 3 . N is besi ise cl
Bitrendi, el-Mcrcndi'dir 4.
1 Bitrende'nin Hindistan'da bu günkü adı Bihatinda olup Pcncab Eyaleıi sınırlan içinde yer almaktadır. 2 Salahaddin Halil İbn Aybek cs-Safedi, Kitabu'l-vafi bi'[.vefeyat, nşr. Svcn Dcdcring, Wiesbadcn
1982/1402, XIV, 102. 3 Şihabcddin Ahf!!ed ibn Ali ibn Hacer el-Askalani, ef.fsabe fi temyizi's -sahabe, thk. A. Muhammed
el-Becavi, Kahire, 1383/1970, II, 523.
4 el-lsabe, II, 523 ; Muhammed M urteza ez-Zebidi, Tae u '/.Arus, beyruı, ısz. !X, 212.
47
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
Muhammed ez-Zebidi (öl. 1205/1791), Reten'in dogdugu yer olarak kabul edilerı
B itrende'yi Hindistan'da bir şehir olarak göstermektedir ki, onun B itrendi nisbesi bu-. 5
radan kaynaklanmaktadır .
. Muhammed lbn Y~suf ibn Ya1cub Bahau'd-din el-Cenedi'nin (ö1732/l332) 6
Tarih u '1-Yemen. isimli eseriinde Reten 'nin dogrudan ra viierinden bir olarak kaydedilen
Davud İbn Es'ad ibn Hamid el-Kaffal ise onun adını el-Muammer Reten lbn Meyden
lbn M endi es-Sarraf es-Sindi olarak zikretmektedir 7
.
Genel olarak Reten adının başmda el-Muammer kelimesinin zikredilmesi onun
çok uzun bir ömre sahip olmasından ileri gelmektedir.
Reten'in hayatı ile ilgili çok fazla bir bilgiye sahip degiliz. Ancak kendisini
ziyaret edenlerin müşahedelerine göre o, "Kavkal isimli bir agacın altında
yaşamaktadır. Dişleri yılan dişleri gibi sivri ve keskin, sakalının kıllan diken gibi ve
bu kılların çogu beyaz, yanaklarının üzerine düşmüş olan kaşlan kanca çengelleriyle
yukarıya kaldırılmış" bir kimsedir 8.
Horasan'l~ olan bir ziyaretçisinin yukarıya aldıgım!Z ifadelerine bakılırsa Reten
· zamanının çogunu herkesin kendisini rahatça ziyaret edebilmesi için çifliginin
bahçesinde bulunan büyük bir agacın altmda geçirmektedir. Portresinden ise onun ol
dukça yaşlı biri oldugu anlaşılmaktadır.
Yine Horasan'lı olan Reten'i ziyaretettigi sıralarda 17-18 yaşlarındabulunan el
Huseyn İbn Muhammed ise onu kalabaiık bir insan toplulugu arasmda bulur. Reten
burada, büyük bir agacm dallarından birine asılmış bir zembil içindedir ve an
vızıltısına benzeyen sesi ile Farsça olarak konuşmaktadır. Zembil içine doldurulmuş
pamuklar arasmda yatan Reten, kuş yavrusun,a benzemekte, çok zor konuşmakta ve hareket ederneyecek kadar halsiz ve yaşlı görünmektedir 9.
el-Huseyn ibn Muhammed'in verdigi bu bilgilerden de anlaşılıyor ki Hz. Pey
gamber'i gördül:tünü, onun sohbetinde bulundugunıı iddia eden ve ondan pek çok hadi-·
si dogrudan dogruya duydugunu söyleyen sahte sahabi Reten taraftar ve baghlan,
onun son demlerinde de bu yaşlı vücudunu ziyarete açmışlardır.
5 ez-Zebidi, A.g.e., IX, 212.
6 Hayreddin ez·Zirildi, ei-A 'lam Kamusu teracim ... , 3. tab ısz. Vill, 25-26.
7 ei-İsabe, II, 533-534.
8 A.g.e., ll, 535.
9 es-Safedi, A.g.e., XIV, 99-100.
48
H:io:i \IL ~ STitıi Gld.ıJru !d:iia El:Rı lhı'r-T\'.ffi R:ffi', el-ilin::li 1.e ~ H:disler
Reten el-Hindi'nin dini hayatında üç zaman dilimi göze çarpmakıadır: O önce
. putperetsttir. Sonra rüyada/d bir i1aret üzerine Hristiyan. daha sonra ise Müslüman
olmuştur.
Davud İbn Es'ad İbn Harnid El-Kaffal onun bu yönü ile ilgili olarak kendilerine
söylediklerini Mısır Asyut'da şöyle nakleuniştir.
"Ben önceputperest idim. Sonra. bir ara ı uyarnda bırini gördüm. Bana, "Kendıne
başka bir din ara" diyordu. "Onu nerede bulabiiirim ?" diye sordum. "Şamda"
dedi."Şam'a geldim. Şam halkını hristiyan dini üzere buldum ve hristiyan oldum. Bir
müddet hristiyan olarak yaşadım. Sonra Medine'de bir Peygamber'in bulundu~unu
duydum. Derhal yanına gittim ve huzurunda müslüman oldum. Benim uzun bir
ömür sürmem için dua etti. O şerefli eli ile başımı okşadı. Sonra onunla Yahudi
Gazvesine lcatıldım. Daha sonra annem için ülkeme geriye dönme hususunda kendi
sinden izin aldım" 10.
Ebu'r-Rida Retenel-Hindi hiç evlendi mi? Çocukları var mı idi?
Onun evlenip evlenmedi~ine dair bize ulaşan bilgiler arasında çelişkiler bulun
maktadır. Bizzat kendisine evleryip evlenmedigini soran bir muhibbine o, hiç evlen
mediğini, ancak hayatında bir defa, o da cahiliye devrinde bir kadınla ihtilam olduğu
kı . d . . ll şe ın e cevap vermıştır .
Ancak halil İbn Aybek es-Safedi'nin (öl. 765 /1363) bu konuda nilldettiği bil
giler, onun evlendiğini, çocukvetorunlara sahip bulunduğunu haber v~rmektcdir 12.
Nitekim kendisi de, etrafındaki ziyaretçilere içinde yaşadığı çifllikte bulunanlarm
hepsinin çocuklarının çocuklarının çocukları oldugu ve bunun Resulullah'ın hakkında
eui~i duanın bereketi ile Allah'ın lutfeuiğini ifade euniştir 13.
lleride görüleceği üzere Reten'in sahabi olduğunu ısbat sadedinde ileriye sürdügü
irlrtia ve snzlerin ravileri arasmda iki oğlu Mahmud ve Abdullah'ın da bulundugu göz
önüne alınırsa onun evlenmiş olduğu kesinleşmektedir 14. .
Ne kadar uzun seneler yaşarsa yaşasın Hind'li Reten de sonunda her insan gibi
ölmüştür. Ülkesinde onun Hz. Peygamber'in duası bereketi ile 700 sene yaşadığına
10 el-lsabe, U, 533-534. ll A.g.e., ıl, 536 .
12 es-Safedi, A.g.e.; XIV, 102. " .... ve ennehu ıechhele ve ruz.ika evladen. " krş. ei-İsabe, II, 530. 13 es-Safedi, A.g.e., XIV, 101-102. "ve cem'u men fi haz.ihi'd-day'ati'l-azimeti evliidu, evliidi
evHidi .... "
14 el·1sııbe, II, 524, 530.
49
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
. · dair inanç halk arasında tevatür haline gelmiştir 15. Ancak ölüm tarihi ile ilgili,
kayıtlar birbirinden farklıdır. Bu tarih kaynaklarda hicri altıyüzsekiz 16, altıyüzoniki
17, altıyüzellibeş 18
, olarak kaydedilir. Oğlu Mahmut lbn Baba Reten ise onun ye
diyüzdokuz yılına kadar yaşadığım söylerse de 19
, bu konuda yaygın olan görüş onun
altıyüzotuz iki senesinde öldüğü şeklindeki rivayetlerdir 20.
Reten öldükten sonra, bugün Hindistan'da Bihatinda denilen şehre üç mil mesa
fede bulunan ve Hacci. Reten denilen mevkiide adına bir türbe yapılmıştır. Burası her
tarafı duvar ile çevrili bir cami ve revak ile büyük bir binadan ibarettir. Bu türbe eskiden olduğu gibi bugün de hem Müslümanlar hem de Hindular tarafından kutsal bir
yer sayılarak ziyaret edilmektedir. Hindular bilhassa 7-10 zilhicce tarihleri arasına
tesadüf eden Hacci'urs-senelik panayır- zamanmda buraya sık sık uğrarlar ve çok
sayıda sadhular gelir 21. .
Hindu'ların Reten ve türbesine çok saygı duymalarınm kendilerine göre haklı
sebepleri vardır. Zira bugün Bihatinda'da yaygın bir Hindu rivayeti, bunun büyük
gezgin ve kerametler gösteren bir Hindu sadhu (azizi) bulunduğunu, Nath kolı;ından
geldiğini ve adının Ratan Nath bulunduğunu nakletmektedirler. O seferleri es
nasında ziyaret ettiği Mekke'de, muciz~yi kudretler göstererek Müslümanların iti
madını kazandı. Daha sonra yaşayıp-öldüğü Bihatinda'ya geldi ve orada defnedilerek,
samadh'ı (türbesi)inşaa edildi 22
.
Müslümanlar ise Mekke'yi ziyaret ettiği için ona hacci ünvanını ver
mişlerdir 23 .
Hacci Reten el-Hindi'nin hayatı hakkında verdiğimiz bu bilgilerden sonra şimdi
mmn Rasullulah'ın bir salıabisi olduğuna dair ileri sürdügü iddialarına gelmiş bulu
nuyoruz.
15 A.g.e., n, 534.
16 A.g.e., a.y,
17 A.g,e., II, 536.
18 A.g.e., II, 525.
19 es-Safedi, A.g.e., XIV, 102.
20 Şemseddin Ebu Alıdullah Muhammed ibn Ahmed ez-Zehebi, Mizanu '1-i'ıid.a/ fi rıo.kdi'r-rical, ı.hk. A.
Muhammed ei-I!ecavi, Mısır, 1382/1963, II, 45 ; Muhammed İbn Şakir el-Kutubi, Feval w '1-vefeyal,
tlık. Dr. İhsan Abbas, Beyruı, 1963, II, 23; es- Safedi, A.g.e. XIV, 102; el-1sabe, II, 525, 530.
21 Muhammed Şafi, lA., Reten maı!desi, İstanbul, 1970, XI, 636.
22 Muh. Şafi, (Journal of the Panjab Histoncal Society, II, 100 den naklen) A.g.e. IX, 638.
23 a.y.
50
Bu konuda elimizde Reten'in durumunu bütün detayarı ile anlatan ih rivayet
var. Bunlardan biri Horasanlı el-Huseyn 1bn Muhammed, diğeri ise eş-Şerif Muvaffa
kuddin Ali İbn I\Tuhammed isimli şahıslara ait. Olayı genişliğine ve bütün çıplaklığı
ile görebilmek için b.urada her iki rivayet de ilgili kaynakLırdan aynen alınacaktır.
1) Aynı asırdayaşaınış w ölüm tarihleri de hemen hemen aynı seneye rastlayan
Muhammed 1bn Şakir el-Kütübi (ö!. 764/1336) ve Selahaddin lfaiiiflm Aybek es.
Safedi (öl. 765/1363). AlaadJin Ali lbrı ,\[uzaffer ibn ibrahim el-Kenedi (öl. 716-
1316) 24 şöyle naklederler :
Celaleddin Ebu Abctillah Muhammed ibn Süleyman ibn ibr:.ıhinı 711 'de zilhicce
ayının 15 ine rastlay an pazar .günü Dimcşk'de. Şerif Kadi'l-kudat Nureddin Ebu'! Ha
sen Ali ibn Ebi Abctillah Muhammed ibn el Huseyn 701 senesinin curııadelula ayının
son on gününde K:.ıhire'de ceddi cl-Huseyn ibn t-.!uhammed'den rivayetle:
17-18 yaşlarında bir genç olan Horasanlı el-Huseyn ibn fvluh~unmed, babası
Muhammed ve amcası Ömer, ticaret için Horasan'dan Hindistan'a giderler. Bu ülke
t?praklanna girdiklerinde Hind çiftliklerinden birine varırlar. Kafileçiftliğc doğru
yönelir ve oradakonaklar. Derken kafilede bulunan insanlar arasında bir gürültü duyu
rulur. M:.ıhiyctini sorarlar ve ~u cevabı alırlar :
"Burası adı Hindçe Reten olan bir şeyhin çiftliğidie Halk ona, alışılagelen ade
lin aksine çok uzun bir ömür sürdüğü için Arapç~ olarak Muammer adını vcrıni~··'
Kafiif'dekiler ~'iftligin ,~ışından bahçede, altında ve gölgesinde büyük bir insan
toplulugunun bulundugu bir ağaç görür ve bu ağaca doğru koşarlar. Oradakilere
selam verirler. Derken agacın dallarından birine asılıbüyük bir zcmbil görürler, bu
nun ne olduğunu sorarlar ve kendilerine : ''Bu zembilin içindeki zat, Peygamber
(S.A.V.)'i iki kez gören ve uzun ömürlü olması konusunda onun tam altı defa
dua<>ına mahzar olan Şeyh Retcn'dir." dcnilir.
Orada bulunaıı tacirler şeyh in indirilmesini, Peygamber (S .A. V .)'i nasıl
gördüğünü ve ondan rivayet edeccgi hadisleri kendi ağzından duymak i~;terler. Bunun
üzerine içlerinden biri çevik davranır ve zcmbili aşağı indirir. Bir de bakarlar ki zcm
bilin içi pamuk dolu ve ortasında kuş yavrusuna benzeyen yaşlı bir ihtiyar ! Onu in
diren zat yüzünü açar, agzını kulagına koyar ve şôyle dcr:
"Ey dedeciğim ! Bu topluluk Horasan'dan gelmiştir. Ar..ılarıııda eviad-ı Resul'-
24 ez-Zirikli , V, 174-175.
51
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
den per şerefli kimseler var. Senin kendilerine söylemeni istiyorlar : Resulullah'ı
nasıl gördün ? Ve sana ne dedi ?"
Bu soru üzerine ihtiyar derin bir nefes ahr ve farsça olarak an vızıltısma beıu:ey-. ' . ' . ' ' . . .
en bir sesle konuşmaya başlar. Bütün bunları gören ve nakleden Horasan'lı el-Huseyn
ibn Muhammed şu sözü ekler : "Biz onun bütün sözlerini duyuyor ve anhyorduk".
Reteri şöyle söyler :
"Gençliğimde babamla ticaret için bu ülkeden Hicaz'a yolculuk ettim. Mekke'ye
yaklaştığımuda yağmur sebebiyle vadiler sellerle dolu idi. Bu sırada, bu vadilerde
deve otlatan buğday renkli, güzel yapılı bir çocuk gördüm. Sürüsü· ile arnsına sel su
ları girmişti. O, çok kuvvetli aktığından sel sulanndan korkuyordu onun bu durumu-' '
nu bildiğim için yanma geldim, onu sırtıma aldım, seli yararak develertn yanına
geçirdim. Bana baktı ve Arapça olarak şöyle dedi: "Barakellahufi um.rike. Barakella
hufi'umrike .. Barakellahufi'umrike". Bu çocuğu bırakarak yolumadevam ettim. Ni
hayet Mekke'ye girdik, ticari işletimizi gördük ve tekrar ülkemize döndük. Daha son
raki yıllarda birgün çiftliğimizin bahçesinde otururken gökyüzündeki do lunayın ikiye
yarıldığını, bir parçasının doğuya, bir parçasmm ise batıya battığım gördük. Bu bir
müddet böyle devam etti. Gece tamamen kararmıştı. Daha sonra birinci yarısı
doğudan diğer yarısı da .batı.dan doğan dolunay parçalan semanın ortasında birle-. .
şerek önceki halini aldı. Bu durum karşısında hayretler içersinde kaldık; fakat sebini
de bir türlü anlayamadık. Gelip geçen kafilelere bı.ı olayın mahiyetini bilip bilme
diklerini sorduk ve şöyle bir haber aldı~ : Mekke;de Haşimoğulları'ndan bir adam zu
hıu etmiş. Kendisinin Allah tarafmdan bütün insanlara gönderilmiş bir resul
oldı.ığı.ımı iddia ediyormuş. Mekke halkı ondan diğer peygamberierirıki gibi bir mu-• • ı
cize göstermesini istemişler ve kendisine aya emretrnes~ni, onun semada ikiye
bölünerek, yansmm batıya, yansının da doğuya baımasım ve sonra gökyüzünde
tekrar eski haline dönmesini teklif etmişleL O da Allah Teala'mn kudretiyle bunu
yapmış. Yolculardan bu haberiduyunca büyük bir iştiyakla onu görmek istedim. Derhal ticaret ile ilgili her türlü hazırlığıını yaptım, yola çıktım ve nihayet Mekke'ye
vatdım. Özellikleri yukarıda sayılmış olan adamı sordum, bulunduğu yeri bana
gösterdiler, evine geldim. lzirı aldım ve huzurlarına girdim. Evin başköşesinde otu
ruyor ve yüzünden etrafa ışıklar saçıhyordu. İyice güzelleşmiş ve ilk gördüğümdeki
vasıfları değişmişti. Kendisini tanıyamadım. Selam verdim, selamımı iade etti ve
yi.izüme karşı gillümsedi ve : "Bana yaldaş" dedi. Önünde içinde taze hurmalar bulu- ·
nan bir tabak, etrafında da yıldızlar gibi ashabı vardı, ona saygı gösteriyorlardı.
52
Bana : "Bu hurmalardan ye" buyurdu. Ot.ırciurn ve onunla b<::raber hurmalardan ye
dim. Mübarek eli ile, benim elimle alıp : ~diğimden ba~ka altı hurma daha aldı ve
bana verdi. Sonra yüz üm e ba":arak tebess Jm etti ve şö; le tied: : "Beni wnımadın
mı?" "Sanki seçemedim" dedim. Bunun üzerine şöyle bL\'Urdu : "Falanca sene beni
sıruna almış, benimle deve sürüsünün arasına girmiş olan seli geçirmiştİn öyle değil
mi?". Bu sırada onu tanımıştım: "Evet güzel üzlü" dedim. "Elini bana uzat" dedi.
Sag elimi uzattım, benimle musahafa etti ve bana "Eşhedü enla il:'ıhe iliallah ve
eşhedü enne Muharnmeden Resuluilah de " buyurdu. Ben de bana öğrettiği bu ke
lime-i şehadeti söyledim. Bu duruma sevindi ve huzurundan çıkacagım sırada ban üç
defa şöyle dedi : "Barakellahu fi umrike. Barakellahu fi'umrike. Barakellahu
fi'umrike".
Onunla tekrar görüştüğüm ve müslüman olduğumdan dolayı büyük bir sevinçle
kendisine veda ettim. Allah-teala N ebi (S.A. V. )'in duasını kabul buyurdu ve benim
ömrümü herbir dua için yüz sene uzattı. V c işte bu sebepledir ki ben altıyüz sene yi
aşkın bir süreden beri yaşıyorum. Şu büyük çifıliktc gördüklerinizin hepsi benim to
runlarım ve onların çocuklarıdır. Allah, Rcsulü'n~n bcrckctiyle bana ve onlara bütün . . ~s
hayır ve nimet kapılarını açmıştır~ .
Görüldüğü üzere Reten cl-Hindi, Hz. Pcygan1ber daha çok küçük bir çocuk iken
onu sellerden kurtarmış, , bu sırada üç defa ömrünün bereketli olması ilc ilgili
dua'sını almış inşikaku'l-kamer mucizesini müşahcdcdcn sonra Rcsulullah'ın zuhunı
nu haber alır almaz derhal Mckke'yc giderek O'nun (S .A. V.) sohbetine katılmış.
müslümanhğı kabul etmiş ve bunun üzerine üç kez daha ömrünün uzun olma.'>~ hu
susımdaki dualarına mazhar olmuştur. Bunun için de her duaya karşı yüz sene uzayan
ömrü altıyüz seneyiaşmış ve torunlarının torunlarını görme şerefine sahip olmuştur.
2) Bu ikinci rivayeti ibn Hacer naklediyor: İbnHacer Reten hakkındaki aŞağıda
bulunan bilgileri Ömer İbn Muhammed el-Haşimi'nin cl yazısı ilc yazdığı bir
nüshadan almıştır: Sencd şöyle :
Huseyn İbn -Abdirrahman ibn Muhammed ibn 'Ali ibn Ebi Bckr cl-Y cmani,
Ali İbn Eb1 Bekr el-Erzek,
İbrahim ibn Muhammed ibn lsa ibn Matir,
Babası Muhammed ibn lsa,
; 25 ei-Kutubi, A.g.e. II, 21-23 ; es~Safedi A.g.c. XIV, 99-102; c!-lsabe, Il, 530-533.
53
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
Muhammed ibn 'Amr ibn 'Ali et-Tebba'i,
Babası 'Amr ibn ·Ali,
eş"Şerif Muvaffakuddin 'Ali ibn Muhammed el-Horasani,
610 yılının zu'l-ka'de ayında şöyle anlatmıştır:
601 yılının Cumade'l-ula ayında Hindistan'a gittim. Bana Peygamber'i görmüş
uzun ömürlü bir adamdan bahsedildi. Ma~rib'li bir arkadaşia kendisini ziyaret etmek
istedile Huzuruna varıp durduk ve selam verdik. Bana kim olduğumu sordu "Hüseyin
ibn Ali Oğullanndan ve Horasan halkından Herat'lı şerif bir adam, bu arkadaşım ise
Magrip'lidir" dedim. Reten "Çok hayret doğrusu, ben senin deden Resulullah'ı ·
sırtımda taşıdım" dedi. Bunun üzerine ben "Ya şeyh ! sen kaç yaşındasm" diye sor
dum. "Yediyüz" dedi. Dedim "Öyleyse sen Peygamber'den önce de yaşamışsm". . ' .
"Evet, ben İsa Peygamber'in kavmindenim. Resulullah'ı nubuvvetten önce henüz
küçük bir çocuk iken sırtımda taşıdım" dedi. "Peki bu nasıl oldu?" dedim. Şöyle ce
vap verdi : "Duydum ki son Peygamber Muhammed Hicaz'da imiş. Oraya gitmek
üzere üç defa gemiye bindim. Fakat gemi her defasında anza yaptı. Dördüncüye bin
dim ve Cidde'ye ulaştım, gemiden indim ve Mekke'nin yolunu tuttum. Ben Cidde
ile Mekke arasındaki yolu katetmeye çalışırken yagmur yagdı ve vadi selle doldu.,
Bu sırada beraberinde deve sürüsü bulunan bir çocuğa rastladım. Develer vadiyi
aşarak karşıya geçmiş, çocuk ise geçmeye muvaffak olamamıştı. Onu sırtıma
yüklendim ve vadinin sel sularım. aşarak develerin yanma geçirdim. Bunun üzerine
bana üç defa "Allah senin ömrünü bereketlendirsin" diye dua etti. Mekke'ye girdim ..
Orada bir müddet ikamet ettim. Fakat Peygamber (S A.V.)'den herhangi bir haber al
amadım. Tekrar ülkeme döndüm. Aradar otuz-kırk sene geçti. Derken duydum ki
Peygamber(S.A.V.).Medine'ye hicret etmiş. Bu sefer beşinci defa gemiye bindim
ve Medine'ye ulaştım. Mescid-i Nebevi'ye girdim. Resulullah'm Mihrabda olduğunu .
gördüm. Selam verdim ve yanma oturdum. Bana "Nereden geliyorsun? Ya şeyh ! " diye sordu "Hindistan'dan" dedim. "Ben develerimi otlatan küçük bir çocuk iken
Cidde ile Mekke arasında beni sırtma alarak vadi sularım geçiren sen değilmiydin ?"
diye sordu. "Evet" dedim. Bunun üzerine "Allah senin ömrünü bereketlendirsin"
buyurdu. Ben hemen oracıkta Müslüman oldum ve oniki gün O'nun yanında
kaldım. Onunla yemek yedim. Daha sonra ülkeme döndüm. O günden bugüne şu
kavkal ağacının altında ikamet ediyorum". Bunları Reten'in ağzından duyan ve rivay
et eden Horasarılı Ravi şöyle diyor : "Sonra Şeyh Reten bize yemekhazırlanmasını
emretti. O da bizimle üç lokma yedi ve sonra Resulullah'dan duyduğu bir hadisi ri-... 26
vayetettı .
26 el-İsabe, II, 535.
'.
Pm VI. ffiıı:ıiı 3:fB:i Okiğru. İc:tfu. REn l:hı' r-Ridı. R:tın el-Hin:Ji w lJıc:lliiğı H:ı::lisJer
Birinciden biraz farklı olan bu ikinci rivayetten de Reten'in yediyüz yaşınakadar
yaşadığını, İsa Peygamber'in kavminden olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Reten el-Bindi yaşadığı devirde bütün islam aleminde büyük bir şöhret sahibi
olmuştur. Halkın dikkatini çekebilmek, itibarını kazanabilmekiçin iki özelliği kul
lanmasını iyi bilmi}tir: Bunlardan biri Resulullah'la görÜJÜp sohbet ettiğini, bu seb
eple de sahabi olduğunu söyleyerek bu neslin halk nazarında sahip olduğu kutsal
mevki ve itibarını sömürmek : ikincisi ise asırlarca yaşadığını iddia ederek, halkın
öteden beri uzun ömürlülük hakkındaki merak ve ilgisini kendi lehine olarak
kötü'ye kullanmak. Sahip oluduğu mevkii ve kutsal itibarını sarsacak bir durum
olduğunda ise o, hemen vaziyeti kurtarmak için Hz. Peygamber'le bir başka yerde ya ·
da olayda beraber olduğunu ekleyivermektedir.
İşte bu farklı özellikleri taşıyan .Reten'in varlığını duyduktan. sonra ona
kavuşabilmek ve onu görebilmek için Endülüs'ien yola çıkarak, yıllar süren ve çok
büyük sıkıntılarla geçen bir yolculuktan sonra ona ulaşan Ebu Mervan adında bir
başka müslüman. Olayı kençiisinden dinieyeJim :
"Hicret'in 617. senesinde Endülüs'ten yola çıktım ve Mekke'ye ulaştım. 7 sene
orada oturdum. Sonra pek çok belde dola~tım ve nihayet Basra'ya vardım. Burada
Muammer'le ilgili haberin çok yaygın ve meşhur oldugunu gördüm. Bana onun bu
lunduğu bölge hakkında bilgi verildi. Hemen Keş'e geçtim. Adı geçen haber burada
daha da yoğundu. Oradan aynı şekilde başka beldelere geçtim. Bana şöyle söy:cnüi :
Yol geçitvermez, çünkü çöldür ve senin varacağm yerin buraya uzaklığı 45 günlük
bir yoldur. Burada hiçbirşey yemeksizin ve içmeksizin günlerce oturuyordum. Ni
hayet oraya gitmeye kesin kararımı verdim. Derken bana daha yakın bir yol tavsiye
edildi. Fakat bu yolun Tatarlar sebebiyle aşılamayacagı söylendi. Bu kısa yolu tercih
etmek bana daha kolay ve uygun geldi. Derhal yola çıktım. Bana laf atanlarla dahi
konuşmuyor, dilsiz olduğum intibaını uyandırmaya çalışıyordum. Bu şekilde tam
altı gün Tatar askerlerinin arasmda yürüdüın, daha sonra onlardan ayrıldım, iki gün
daha yürüdüm. Nihayet varmak istediğim yere ulaştım. Ora halkı benim durumuma
şaşırıp kaldılar. Aralanndan bir yaşlı beni misafir adlı ve bir eve götürdü. Bir de ne
göreyim, "Şeyh MUAMMER" bir beşikte pamukların içine sarılmış olarak bura
dadır. Beni getiren ihtiyar ona şöyle seslendi : "Efendim, bu zat çok uzak bir magrip
ülkesinden gelmiştir. Sizi _.;örmekten başka. hiçbir gayesi yoktur. Sesinizi duymak
istiyor": Reten bana konuşuyor, bu ihtiyar da tercüme ediyordu. "Ben Hendek
savaşı'nda 14 yaşmda bir genç olarak Müslümanlar'ın safında çalışıyordum. O'nu (Re-
55
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
sulullah) görünce çalışmaya karşı .içimde hız ve istek hissettim. " 'Ammerakellah.
'Ammerakellah." (Allah sana uzan ömür versin) buyurdu". Sonra sustu, beni onun ' ' " edi 27 yanma getıren zat "Bu sana yeter d .
Bu rivayetten de onun Hendek Savaşı'nda Resulullah ile\aynı safta çarpışugını,
büyük bir başarı gösterdiğini ve Hz. Peygamber'in yine kendisi için üç defa: "Allah
senin ömrünü uzun etsin" şeklindeki duasına mazhar olduğunu öğreniyoruz.
Reten el-Hindi bazı sahabiler/e Hz. Peygamber'in kızı Fatıma ile Ali ibn Ebi
Talib'in zifaf gecesinde de bulunduğunu iddia etmiştir. Onlar bu gece çalmışlar, raks
etmişler ve ertesi günü durumu kendisine haber vererek görüşünü almak istedikleri
Resuluilah onları tenkid etmemiş, bilakis tasvip etmiş ve kendileri için duada bulun
muştur 28.
Yalancı ve sahte sahabi Ebu'r-Rida Retenel-Hindi bu iddialan ile gerek kendi
ülkesi, gerekse bütün islam Dünyası'ndaki saf ve sade halkın dikkat ve ilgisini
çekmekle kalmamıştır. Fakat o, bu özellikleriyle zuhur ettiği hicri yedinci, Miladi
onikinci asırda ve daha sonra okuyan ve yazan bazı ilim adamların'ın da ilgisini
üzerinde toplayabilmiş ve bunları .kendisinin sahabi olduğuna inandırabilmiştir.
1) Şeyh. Radi ed-Din' Alilala el-Gaznevi (öl.642/1244) Hindistan'da Reten'in
sohbetinde bulunmuş ve ondan, nakletmek üzere Peygamber'in kendisine emanet
ettiği bir tarağı almıştır.
2) Rukn ed-Din' Ala ed-dev le es~Simnani (öl. 736/1336).
Adı geçen tarak ve aynı zamanda 'Ali Lala tarafından Reten'den alınmış olan bir
hırka onun eline ge,çmiştir. rukn ed-Din bir yazısında bu tarak ve hırkanm kendisine
verildiğini te'yid etmektedir 29.
3) Abdul-Gaffar ibn Nuh el-Kusi (öl. 708/1309).
Aslen Mısır'lı olan ve ibn Nuh diye şöhret bulan Abdul-Gaffar, fazıl ve sofi bir
zattır. Nesebi Sa'd ibn 'Ubade'ye ulaşır. Kahire'de pekçok sıkıntılarla karşı karşıya
kalarak imtihan edilen bu zahid kişiden pekçok kerametler zuhur ettiği nakledilmekte-
27 A.g.e., ll, 537-538. · 28 İbn Hacer ei-Askalani, Lisanu·l-mizan, Haydarabat, 1330, Il, 451, 455; el-İsabe, II.
529; krş. ez-Zebidi, IX. 212. 29 Muh. şaıı-, (Nefahatü'l üns, Kalküta 1858, s. 50 den naklen) a.g.e., IX, 637.
56.
H:iai VI. l'fiudı. S:hti Okiğ.nı İd:lia Etl:n !hı' r-Ridı R:taı el--Hirdi V2lJıdır:dfp H:disler
dir. Hicri 708 senesinin zu'l-ka'de ayının yedinci veya sekizinci günü Mısır'da
ölmüştür 30.
es-Sübki'nin ifadesine göre o, içinde pek çok garip ve acaip şeylerin hikaye
edildi,~i, "Kitabu'l-vahid fi suluki ehli tarikı't-tevhid" adında bir eser yazmıştır.
fbn Hacer, ibn Nuh el-Kusi'nin bu eserini okumuş ve orada Reten el-Hindi'nin
Hendek Gazvesi'nde hazır bulunduğuna dair rivayetleri görmüştür. İbn Hacer el
, Askalani aynı zamanda onun torun u Şeyh Abdu'l-Gaffar ibn Ahmed ibn Abdi'l
Gaffar ile de görüşmüş ve onun, Reten'in sahabiliği ile i!Şili olarak babasıvasıtası
ile derlesinden gelen rivayetleri naklettiğine şahit olmuştur 1.
4) Muhammed ibn Yusuf ibn Ya'kub, Ebu Abctillah Bahae'd-din el-Cenedi (öl. 732/1332) 32. .
Yemen kadı ve tarihçilerinden olan el-Cenedi Tarihu'l-Yemen isimli eserin sa
hibidir. O, bu eserinde Reten el-Hindi'nin başlangıçta putperest olduğu, sonra bir
rüya üzerine Şam'a giderek Hristiyan olduğu, bir müddet böyle yaşadığı, Peygam
ber'in zuhurunu haber aldıktak sonra Medine'ye gelerek Müslüman olduğu ve O'nun
(S.A.V.) uzun ömürlü olması ile ilgili dualarına nail olduğu, başını okşadığı... vs.
şeklindeki rivayet1ere yer verir. Ve daha sonra bunlara şunu ilave eder:
"Reten'in ·Resulullah'm duası bereketi ile 700 yaşına ulaştığı şeklindeki inanç
ve kanaat ülkesinde yaşayan halk arasında ıevatür derecesine ulaşmıştır. O, 708 se
nesinin Recep ayında ölmüştür."
el-Cenedi, adı geçen eserinde, Yemen'e Ömer İbnMuhammed ilmEbi bela es
Semerkandi adında birinin geldiğini ve bu adamın Reten'in baş ravilerinden bin
olan Ebu'l-Feth Musa ibn Mücella ed-Düneysiri vasıtası ile Ebu'r-Rida Reten ibn
Nasr ibn Kirbal'den rivayetlerde bulunduğunu kaydetmektedir 33.
Hatta el-Cenedi bu eserinde Reten'in Türklerle ilgili olan bir hadisine de yer ve-. 34 .
rır
5) Salahaddin es-Safedi (öl. 764/1363).
30 Bkz. Cemaleddin Ebi'l-Mehasin Yusuf ibn Tağriberdi el-Atabeki, en-Nucumu 'z-zahira fi muluki
Mısra ve '1-Kahira, Kahira 1383/1963, VIII, 230 ; es-Subki, Tabakatu'ş-Şafi'yye, X, 87-88 nr.
1375.
31 el-lsabe, n. 533.
32 e:ı-Zirikli, vn, 25-26.
33 el-İsabe, n, 534. 34 A.g.e., Il, 536.
57
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
lbn Hacer, es-Safedi'yi de Reten taraftarlan arasında sayar. Ve onun Tezkire'si
Reten 'in varlığım te' yi d eder tarzda konuştuğunu, onun varlığını inkar edenlere
karşı çıktığını ve bunun mücerret olarak aklen mümkün olduğu, bu konuda ·
tartışmaya gerek olmadığım savunduğunu kaydettikten sonra onun şöyle dediğini
ilave eder : "Bu konuda ihtilaf edilmesi gereken husus, Sahihayn'de bulunanhadi
su'l-mie Resuluilah tarafından söylendikten sonra bu olayın şer'i yönden caiz olup ol
madığı .... meselesidir." diyerekez-Zehebi'ye karşı çıkmıştır.
Ancak es-Safedi'nin Tezkire'sine bir haşiye yazmış olan kadı Burhaneddin ibn
Cema'a (öl. 790/1388}, bu haşiyede ez-Zehebi'nin Reten hakkında söylediklerinin
gerçek olduğunu, bu konuda naklin önem taşıdığını, aklın her caiz gördüğü şeyin
mutlaka vukuu gerekmeyeceğini ifade ~erek es-Safedi'yi şiddetle tenkit etmiştir 36.
6) Şia'dan olan bazı alimler ise Reten'in sahabiliğini ve doğrudan doğruya Hz.
Peygamber'den bazı hadisler duyduğunu kabul etmişler, ve ona karşı çıkan sünnileri
kıskançlık duygularına sahip olmakla itharn etmişlerdir. Mesela Maraş doğumlu . .
olan ve fakat daha sonra Hindistan'a yerleşen, orada Lahor kadılığına kadar yükselen,
şii olmakla beraber adil, mutteki alim bir zat olarak kabul edilen ve Hindistan'da 1
"Üçüncü Şehid" diye anılan; Ekber-abad'daki türbesi hala Hindistan'ın her tarafından
gelen şiilerce ziyaret mahalli sayılan N urullah es-Seyyid ibn es-Seyyid ibri es-Seyyid
eş-Şusteri (öl. 1019/1610) 37 tanınmış şii şahsiyetterin hayatiarına dair yazdığı Mec
alisü'l Mü'minirı isimli eserinde sünnilerin Reten'e karşı çıkış sebeplerini şöyle
sıralar:
a) Reten şii olduğu için hadislerinin birçoğu Ehlu'l-~eyt ve taraftarlarının med
hine ait idi.
b) Dogrudan dogruya Peygamber'den hadisler nakledebilecek sahabi tarafından
gölgede bırakılan muasır ıılemanuı kıskançhğı 38.
Görüldügü üzere Reten el-Hindi'nin çarpıcı ve akla gelmeyecek bu iddialan
bütün islam Dünyası'nda büyük yankılar uyandırmış, ikamet euigi yer dÜnyanın
çeşitli bölgelerinden gelen binlerce merakh müslümanın ziyaretgahı olmuştur. İş sa-
35 A.g.e., II, 538. 36 Lisanu'l-mizan, Il, 454 ; el-lsabe, ll, 538.
37 Bkz. Hidayet Hosain, Nuırullah eş-Şusteri mad. lA., !st. l970 .. 1X. 364-365.
38 Muh. Şafi, a.g.e., IX, 637.
58
Hiai VL ffi:ıJriı S:hl:i Old.ğru İı:l±2 Etin fuı 'r-Ridı. R:taı el-tıirdi \e lJP_ırd.ğ.ı H:ı::lisler
dece bununla kalmamış, o son demlerine kadar Resulullah'dan bizzat duyduğunu iddia ettiği, aslında tamamen kendisinin uydurduğu yüzlerce hadisi ziyaretçilerine
sürekli aktarmaya çalışmıştır. Halkın bu şiddetli fırtınadan kendini kurtarması
şüphesiz kolay değildi. lşin dikkat çekmesi gereken tarafı o devrin birçok okur
yazar, hatta tanınmış simalan da bu sele kendilerini kaptırmak durumunda kalmış
lar, bu iddialara karşı çıkanlara verdikleri cevaplarla muhalif olmuşlardır. Reten hare
keti sadece kendi asnnı değil, daha sonraki devir halk ve alimlerini de ilgilendirmeye
devam etmiştir.
lşbiliye'li tarihçi Ebu'I-Kasım ibn Muhammed ibn Yusuf Alamu'd-din el-Birzali
(öl. 739/1339), Reten'in rivayetlerini tenkit ederek reddetmiştir 39.
Reten ve iddialan üzerinde hassasiyetle duran tarihçi ve hadisçi ez-Zehebi (öl.
748/1348) olmuştur.
Ölümünün üzerinden bir asırdan fazla geçmesine rağmen Reten'in putlaştığını
gören ez-Zehebi, onun düpedüz büyük bir yalancı olduğunu, hicri VI. asırdan sonra
ortaya çıkarak utanmadan sahabilik iddiasında bulunduğunu, sahabe yalan
söylemezken bu şahsın Allah ve Resulu'ne iftira etme cür'etine kalkışarak hadis uy
durduğunu söyleyerek onu şiddetle tenkit etmiştir 40.
ez-Zehebi, Reten hakkındaki sözlerimi daha da ağırlaştırarak şöyle demiştir:
"Kim bu saçma iddialara ve Reten'in yüzyıllarca yaşadığına inanırsa, bizim onu
tedavi edebilecek bir ilacımız yoktur. Onu ilk yalanlayan kişinin ben olduğum bıiin-·
melidir. Ne yazık ki bugün ben onunla karşılıklı tartışma imkan ve onamıncLm
uzak bulunuyorum. O Hind ülkesinde ortaya çıkmış adeta bir cinnidir. lmkansız
iddialarda bulunmuş, halk ise onu tasdik etmiştir. Bu, müfteri, kezzab, ortalıgı bu
landırmak için büyük yalanlar uydurmuş ve büyük bir rezalette bulunmuş ihtiyar bir
bunaktır. Allahkahretsin" 41.
ez-Zehebi olayın vehametini ve halkın inançlan üzerindeki tesirini bildigi için
"Kesru veseni Reten=Reten Putunun Parçalanması" adında hususi bir eser kaleme
39 es-Safedi, A.g.e., XIV, 102. el-Birzali hale. bkz. C. Broclcelrnann. ei-Birzali rnad. lA., İst., 1970, n. 566. ·
40 Mizanu'l-i'tidal, n, 45 nr. 2759 ; ez-Zehebi, el-Muğni fi'd-du 'afa ', ıhk. Nureddin' Itr, Hal ep, 1391/
1971, I, 230, nr. 2110; ez-Zchebi, Siyeru a'lami'n-nubela', thlc. Şu'ayb ·Amaud, Beyrut, 1405/
1985, xxn, 367-368, nr. 231.
41 ez-Zehebi, Tarih u '/-islam ve vefeyalu '/-meşahiri ve '1-a 'lam, Süleymaniye Ktb. Ayasofya Ksm.
3012, C. IX, var. 120 a.
59
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
almıştır .. Biz bütün gayretierimize rağmen bu eserin yazma nüshasının mevcut olup
olmadığını tesbit edemedik. Ancak.ibnHacer, el-lsabe fi temyizi's-sahabe isimli ese-. rinde bu risalenin büyük bir kısmını nakletmiştir. Şimdi ibn Hacer'in iktibas ettiği
kısırnlara dayanarak bu önemli risal~nin muhtevası hakkında kısaca bilgi vermeye
çalışalım :
Eser besınele ile başlıyor. Sonra Muhammed Ebu'I-Kasım ibn 'Abdirrahman
ibn 'Abdillah ibn 'Abdulkerim el-Huseyni el-Kaşgari,
eş-Şeyhu'l-kıdve, Mehbitu'l-esrari'r-Rabbaniye, Menbe u·ı~envfui's-subhaniyye,
Hemmamuddin es-Sihir-kendi,
eş-Şeyhu'l-mu'ammer bakıyyetu ashabi Seyyidi'l-beşer, Hace Ratan ibn Sanuk
ibn Cekenderik el-Hindi el-Bitrendi, senedi ile Reten'e ait oniki hadisi alıyor ki ibn
Hacer bunlardan dördünü kaydetmektedir. Daha sonra tekrar,
el-Kaşgari, es"Seyyidu'l-kıdve, Tacuddin Muhammed ibn Ahmed ibn Mu
hammed el-Horasani,
Ebu'l-Feth Musa ibn Mucella es-Sufi,
Sahibıı Resulilialı Ebıı'r-Rida Reten ibn Nasr, senedi ile, Reten'in Hz. Pe,Ygam- ·
ber'den doğrudan rivayet ettiği kırk hadisten seÇilen, biri batıni arnelierin faziletine,
diğeri ise Ehlıı'l-Beyt sevgisine ait iki hadisi alıyor 42.
ez-Zehebi, bu kısımdan ele geçirdiğini söylediği bir başka nüshadan,
'Ubeydullah ibn Muhammed ibn 'Abdil'aziz es-Semerkandi,
Safvetü'l-evliya Celaluddin Musa ibn Mucellaibn Bindared-Dııneysiri,
Eş-Şeyhu'l-kebiru'l-adimu'n-nazir Reten ibn Nasr ibn Kirbal el-Hindi, senedi
ile
Resulullah'dan rivayet edilen üçyüz hadisi alıyor ki, ibn Hacer bunlardan sadece seki
zini kaydetmektedir 43•
ez-Zehebi bu nüshanın sonunda bulunan ve ravilerin sema tarihleri ile ilgili
kısma da işaret ettikten sonra, bu hurafelerin cahil Musa ibn Mucella tarafından uy-
. 42 el-İsabe, II, 525-526. 43 A.g.e., II, 526-527.
60
]-!im VI. .l's..rr:B. ""ili n ıd ğ ru :!d::±i2 EJ::En Eb:ı' r--Pl.ffi R:ı::.s! e> l-+lirdi 'E L ~d ırd ı] ı Hıti "lPr
durulmuş olabileceği görüşüne de yer vererek Reten'i tekrar ağır bir dille tenkit
ed. 44 ıyor .
Onun hicri VI. asırdan sonra sahabeden olduğunu, yüzyıllarca yaşadığım iddia
ederek beşer suretinde ortaya çıkmış bir şeytan olabileceğini, Resulullah'ın
söylemediği sözleri O'na nisbet ederek yaydığından dolayı kendisine cehennemde bir
ev hazırladığını .... fakat onun uydurduğu sözleri avam safilerini rivayete devam et
tiklerini söyler ve Reten hadislerim Ihtiva eden bu nüshanın, senedinde bulunan ravil
er itibari ile silsiletu'z-zeheb değil, silsiletu'l-kizb olduğuna işaret eder 45
.
Anlaşılan Reten'in hadis diye ortaya attığı uydurma sözleri daha çok işin
doğrusunu yanlışını ayırt etmekten aciz halk tabakaları arasında yayılmakta, in~nlar
onun sahabiliğini ve muammer olduğunu birbirlerine haber vererek akın akın onu
ziyaret etmekteydiler. ez-Zehebi, eseriniri bu kısmında sözü bu işde rolü olan gu
latü's-sofiye dediği müfrid sofilere getiriyor ve onlardan" kalbi ile Allah Teala'dan
mesaj aldıklarını 46 söyleyenlere," kendisini Allah Teala'nın gözü" olarak kabul eden
ve böylece vahdetci vücuda kayanları eleştiriyar 47.
ez-Zehebi, bundan sonra altıyüz seneden beri Reten'in varlığından hiçbir tarih,
seyyah ve yolcu bahsetmediği halde kendisinin çıkarak bu iddiada bulunmasının
saçma olduğunu, esas büyük suçun ise eserine aldığı 340 civarındaki hadislerin onun
tarafından Hz. Peygamber'in ağzandan uydurulmuş olmasını göstermektedir.
ez-Zehebi, "Reten Putunun Parçalcmması" isimli eserini şu sözlerle bitiri) 'r :
"Yemin ederim ki Reten'in sahabi olduğunu ancak Muhammed in el-Huscyn; ı
(öl. 275/888) mahzende bulunduğuna, birgün dünyaya çıkarak yeryüzünü adaletle
dolduracağına veya 'Ali ibn Ebi Talib'in dünyaya tekrar geri döneceğine iman eden
ler inanır. Bunlara hiçbir ilaç tesir etmez."
"Hadisçiler, Peygaınber'i görmüş, O'nunla sohbet etmiş olan sahabeden en son
ölen kişinin Ebu't-Tufeyl 'Amir ibn Vasile olduğunda ittifak etmişlerdir. Ve yine sa
bittir ki Resuluilah vefatından bir ay kadar önce kıldırdığı bir yatsı namazından sonra
,selam vererek ayağa kalkmış v~ : "Şu gecenizi görüyorsunuz ya, işte bu geceden iti-
44 A.g.e;; II, 527-528.
45 A.g.e., II, 528.
46 "Haddeseni kalbi'an Rabbi.
47 " .... ve men yaz'umu minimm ennehu 'aynu'l-ilalıi .. .''
61
Doç. Dr. Nevztıt AŞlK
baren yüz sene sonra, bugün yeryüzünde yaşayanlardan hiçbir canlı hayatta kalmaya-
ak " 48 b B . " 1 kl .. b d 'b . 49 c tır uyıımmştur. emın soy ece enm un an ı arettır .
Ancak tekrar ifade edelim ki ez-Zehebi'nin, Reten hakkında yukanya özet olarak
alman görüşlerine karşı çıkarak onu savunmaya çalışan bazı ilim adamları da
. çıkmıştır. S alahaddin es-Safedi, Kadı Burhaneddin ibn Cema'a, dil üstadı Mecdüddin
eş-Şirazi 50 ve Muhammed el-Cezeri (öl. 839/1338) 51 bunlardandır.
Retenel-Hindi hakkında en geniş bilgiyi bize aktaran büyük hadisçi ve tarihçi
in Hacer el-' Askalani olmuştıır. O, saha be biyografisine tahsis ettiği ünlü eseri el
lsabe fi temyizi 's-sahabe'sinde, sahabi olmadığı halde Reten ibn Aldillah el-Hindi'ye
özel bir değer ve yer vermiştir 51. Bundan maksadı hiç şüphesiz onu tanıtmak ve
teşhir etmektir. İbn Hacer eserinin bu kısmında, kendisinden önce sahabe hakkında
yazılan hiç bir eserde ineelenmeyen · Reten konusunda yazılı veya şifahi olarak
söylenenleri, lehte veya aleyhte olanları tesbit etmiş, değerlendirmiş, sonuna da şu
görüşünü eklemiştir :
"Reten Muammer olarak ortaya çıkmış, sahabeden olduğunu iddia etmiş ve bu
şekilde de meşhur olup gitmiştir. Eğer dediği gerçek olsa idi, onun hicri II., III., IV.
ve V. asırlarda da şöhret bulması ve tamnmış olması gerekirdi. Fakat bu asırlarda on
dan veya ona ait herhangi birşey nakledilmemiştir. Onun bilinen iddiası ve Resulul
lah'dan doğrudan duyduğunu savunarak uydurduğu hadisler ancak VI. asnn sonlannda
ve VII. asrın başlarmda vefatma tekaddüm eden yıllarda ortaya çıkmıştır" 52.
Sahabi geçinen bu sahtekar ve yalancının iddialarına karşı çıkan bir diğer kişi de
Tacu'l-aru.s sahibi Muhammed M urteza ezcZebidi'dir (öl. 1205/1 791).
O, adı geçen eserinde, Muammer olarak tanman Reten'in Hindistan'ın B itrende
şehrinde zuhur ettiği, Peygamber'i gördüğü, O'nunla Hendek Savaşı'na katıldığı,
uzun ömürlü olması ile ilgili duasına mazhar olduğu Hz. Fatıma'nın zifafmda bu
lunduğu, bazı hadisler rivayet ettiği, neticede yine ülkesinde öldüğü ve orada kendisi
adına inşa edilen makamııı ziyaretgah olduğu şekilndeki bilgileri kısaca kaydettikten
sorıra kendi görüşünü şöyle açıklar:
48 Buhari, ei-Cami'u's-Sahih, !st., 1979,3 ilim 41 (I, 37); Müslim, el-Cami'u's- Sahih, nşr. Muh. F.
'Abdülbaki, Mısır 1374-5/1955-6, IV, 1965, nr. 2537.
49 Bu özet bilgi için bkz. el-İsabe, n, 525-529 ; Lisanu'l-rrıizan, n, 450-452.
50 M. Tayyib Okiç, Bazı Hadis Mes'eleieri Özerinde ]'etkikler,Ist., 1959, s. 72.
51 Bkz. el-!sabe, n. 524-539 ; krş. Lisamı'l-mizan, H, 450-455.
52 el-İsabe, II, 538-539.
62
Hic::i VI. lısıı:dı. sta:i C1d.ğ.n.; :İci±a 8::En fuı' r-?idı ?Et:c. e:_-t. tt V2 lJP...ırd.ij.ı lt:ı:li.sler
"Doğru olan şudur: Bu adam sahabi falan değildir. Şüphesiz o hicri VI. asırdan
sonra Hindistan'da sahabilik iddiası ile ortaya çıkmış ve kabul de görmüş bir ya
lancıdır, sahtekardır. Onun taraftarlarından duyduğumuz bazı hadisler de rivayet . . . . .. 53 etmıştır.... .
İbn Hacer'in ifadesinden öğrerlebildiğimiz kadarı ile baba Reten doğrudan Resu
lullah'ın ağzından 340 hadis uydurmuştur. er-Reteniyyat veya el-Ehadisu'r-Reteniyye
denilen bu hadisler birtakım mecmu'alarda toplanmıştır.
C. Brockcimann bu hadislerin yazma nüshalarının dünya kütüphaneterindeki
yerlerini şöyle göstermektedir :
a) "el-ehadisu'r-Reteniyye" Bu mecmu'ada ahlak ve takva ile ilgili 130 dan fazla
hadis bulunmaktadır. Bu hadisleri sofi Celalüddin Ebu'l-Feth Musa ibn Mücella ibn
Bündar ed-Düneysiri Reten'den doğrudan naklctmiştir. Bu nüsha Berlin 1387 numara
da kayıtlı bulunmaktadır.
b) 'Asım ibn Ahmed ibn 'Abdi'!-' Aziz el-Ensari'nin rivayet ettiği bir başka
nüsha İskenderiye, Fünun, numara 3.98 de yer almaktadır.
c) Reten'in tabelerinden biri tarafından bunlar arasından se~ilen hadislerden mey
dana getirilen bir tomar "Karibetu'l-ahd" adı ile Berlin 1388 ve Leiden 1771 de
kayıtlı dır.
d) Yine bu hadislerden 40 tanesi "el-Erbe'un,e'r-Reteniyye" ev "cr-Rcteniyy:.ıl"
adı ile Berlin 1468 nurnarada kayıtlı bulunmaktadır 54.
ez-Zehebi, Musa ibn Mücella ed-Düneysiri'nin Reten'den işittiği hicri 710 se
nesinin Rebiu'l-evvel ayında müstensih Muhammed ibn Ebi Bekr ibn İsmail ibn Ali
el-Ensari tarafından yazılan nüshayı görmüş ve bunların ya Musa ibn Mi.icella ta
rafından, ya da Reten adına bir başkasının uydurmuş olabileceği ihtimalinden bah-.. 55 .
setmıştır ..
53 ez-Zebidi, A.g.e., IX, 212.
54 C. Brockelmann, Tarihu 'i-edebi'!- 'arabi, çev. Abdu'l-Halim en-Neccar, Mısır 1968. VI, 253 ;
GAL., Suppl., I, 625-626.
Not: A. Fettah Ebu Gudde Reten hadislerinden kırkının, "ei-Erbe 'wıe '1-mwıle/ıaba/ min mwılelıabati'r
Reteniyyat" başlığı altında, "e/-Evailu's-sünbuliyye" ve "Bugyelu ehli'l-eser fi men illefa/ca lehu ve.
liebihi sohbetu Seyyidi'l-beşer" isimli eserlerle beraber 1326 ve 1348 yıllannda Mısır'da iki defa
basıldığından b ah setmektedir. Bkz. 'Aliyyu'l-Kari el-Herevi el-M es rı u' fi mil 'rifeti 'i-hadisi '1-
mevzu'. tlık. A. Fettah Ebu Gudde, Halep 1389/1969, s. 145.
63
Doç. Dr. Nevzat AŞlK
Biz şu ana kadar Berlin nr. 1388, 1468 ile Leiden nr. 1771 de kayıtlı bulunan
nüshalann mikrofilmlerini elde etmek üzere gösterdigirniz teşebbüsten henüz bir
sonuç alamadığımız için araştırmamızm Reten'in uydurduğu hadislerle ilgili kısmını
bir bütünlük arzetmesi bakımından daha sorıraya bırakmak zorunda kalıyoruz.
SONUÇ
Ebu'r-Rida Reten el-Hindi, Hindistan'da do!tmuş ve orada ölmüş bir muammer
dir. Genel olarakrivayetler onun hicri 632 senesinde öldüğünü göstermektedir.
Reten hicri VL asnn sonu ile VII. asnn başlannda kendisini Hz. Peygamber'in
sanabisi olarak takdim etmiştir. İddiasma göre o, Peygamber'i küçüklüğünde sellerd
en kurtarmış, Hendek Savaşı'na katılmış ve ayın ikiye yanlması mik;izesine şahit
olmuştur. Peygamber'le hyr görüştüğünde O'nun altı defa : "Allah ömrünü uzun et
sin" duasına mazhar olmuş ve kendisine her dua için yüz serıelik ömür verilmiştir.
Reten sahabenin halk nazanndaki kutsal mevki ve itiban ile, onun uzun
ömürlüler hakkındaki merakım lehine çevirmek için bu iki özelliğe sahip
olduğunu ilan etmiştir. Bu iddialarmı ispatlamak için de uydurduğu hadisleri Hz. Pey
gamber'den doğrudan doğruya rivayet etmiş, böylece sened problemini de hallet
miştir. Yani ona kimse sened sorma ihtiyacım hissetmemiştir. Şeyh Baba Reten bu
şekilde 340 civarında hadis uydurmuştur.
Reten halkın büyük saygı ve ilgisine mazhar olan kutsal bir varlık haline gel
miştir. Çok uzak islam ülkelerinden onu ziyarete gelenlerin sayısı azımsanmayacak
kadar çoktur. Müslümanlar ona sahabi, Hindular ise asırlarca yaşamış bir yogi diye
· saygı duymuşlardrr.
!şin tuhaf tarafı Reten bazı ilim adamlarını da kendisinin sahabi olduğuna in
andrrmıştır. Ona ve iddiasma karşı çıkanlar da olmuştur. ez-Zehebi kaleme aldığı,
"Reten Putunun Parçalanması" isimli eseri ile .onu şiddetle tenkit etmiş, ilmen ve
şer'an sahabi olamayacağını kaydetmiştir.
Ancak bazı şia alimlerince omm, ez-Zehebi ve diğer sünni alimleri tarafından
renkidi kıskançlık duygusuna bağlanmıştrr. Çünkü onlara göre :
a) Reten şiidir, hadislerinin birçoğu da Ehlu'I-Beyt ve taraftarlannm sevgisine
dayanmaktadır.
64
Hioi VI. Ası.ı:dı S:iıri 01::iij.ru İd:lia Etin Eb.ı' r-Ridı. Fe:ffi el:-1-"..ud.i V2 Lyiıı:r:iip H:ı::J:isler
b) O doğrudan doğruya Peygamber'den hadis rivayet ettiğinden, muasır ulema
kendilerinin gölgede bırakılınasım hazmedememişlerdir.
Reten hakkında en geniş bilgiyi veren ibn Hacer el-1sabe ve Lisanu'l-mizan
isimli eserlerine onun uydurduğu 340 civarındaki hadisten sadece 17 sini almıştır.
Bunlar arasmda yer alan: ·
a) "Ehlu'l-Beyt'e buğzederek ölen kimse kafir olarak ölmüş olur".
b) "el-Huseyn'in iki oğlunun başlarına gelen feiaket gününde ağlayan bir kul,
kıyamet günü yüce Resulleri e beraber olacaktır".
c)"Aşura günü ağlamak, kıyamette tam bir nur olacaktır".
gibi sözleri onun zihniyet ve inanç yapısını gösteriyor ise de hakkındaki kesin ka
naat ve görüş Berlin, İskenderiye ve Leiden kiitüphalerinde bulunan el~Ehadisu'r
Reteniyye ve ei-Erbe'une'r-Reteniyye adındaki yazma nüshaların incelenmesinden son
ra ortaya çıkacaktır.
65